Kayıtlar

MEY VE MEYHANE TEMASI

MEY VE MEYHANE TEMASI :  Geçmişten bugüne, pek çok şarkının güftesinde içki ve meyhane doğrudan doğruya konu edilir veya birer aşk metaforu olarak kullanılır. Bu durum, Türk sanat müziği ile içkinin iç içe iki kültür gibi algılanmasının hem nedeni hem de sonucudur.  İçen bir daha ayılmaz ya da Elveda Meyhaneci ne ilk ne de sondur. Ethem Pertev Paşa'nın şu güftesini Sultan III. Selim bestelemiştir:  Olduk bu gece biz bize ney, mey ile demsâz  Mey derdime mahrem idi, ney âhıma hemrâz  Pertev edelim bülbül ile nağmeye âgaz  Ol gonce-i sermest-i sabâh oldu uyansın  Âyine-i mül gül yüzünü görsün utansın. 1933'te İçki Düşmanı Gazete'ye yazan Dr. Kudsi, "sarhoş bir hâkan bile milletine içki lehine yazılmış bir şarkı hediye etmiştir" diyerek bu eserden duyduğu utancı dile getirir. Sonra da, şarkılardaki içki propagandasına karşı, Yeşilay'dan medet umar: "Acaba cemiyetimiz böyle ne kadar rakılı, şaraplı, meyhaneli, mestaneli, kadehli, sâkili şarkı ve gazeller v...

Öteki Kadın (Bakışlarıyla, Kokularıyla, Duruşlarıyla, "Sev Beni" Derler,)

Öteki Kadın (Bakışlarıyla, Kokularıyla, Duruşlarıyla, "Sev Beni" Derler,)   Onlar her şeyleriyle vaatkâr ve çekicidir; bakışlarıyla, kokularıyla, duruşlarıyla, "Sev beni" derler, "sev beni, kimse benim gibi sevişemez, benim gibi öpüşemez kimse, kimin dudaklarında böyle karadut tadı var, kim bu kadar güzel kokuyor; ay ışığında çırılçıplak dolaşırım, yağmurlarda gülerim; dokun saçlarıma, hiç bu kadar parlağını gördün mü, seni öyle çok severim ki kimse benim gibi sevemez." Kleopatra'dır onlar, Mara Hari'dir, Messelina'dır, Hürrem Sultan'dır. 'Muse'ler gibi her yolcuyu şarkılarıyla sarhoş eder, yolundan döndürürler; her gemi onların sesini dinleyebilmek için felaketlere uğramaya razı olur. Her yerdedirler, her yanda; başınızı çevirdiğinizde bir ışık bulutunun içinden çıkıverirler. Onlar göründüğü andan itibaren bütün duygular, bilinen ne kadar duygu varsa hepsi, saklandıkları köşelerden kuytulardan çıkarak size doğru çılgın bir koşu tut...

ANAN NE GİYİNSİN SÜLEYMAN?

ANAN NE GİYİNSİN SÜLEYMAN?  Yavuz Sultan Selim devlet harcamalarında olduğu gibi kişisel harcamalarında da sadeliği ön planda tutardı.  Lüks ve israfa kaçan süslü elbiseleri giymeyi sevmezdi.  Süslü elbiselerin kadınlara yakıştığını düşünür ve erkeklerin böyle giyinmelerini de doğru bulmazdı.  Günün birinde oğlu Şehzade Süleyman pek süslü ve parlak elbiseler giyinmiş ve pahalı mücevherleri takınmış olduğu halde huzuruna çıktı.  Oğlunun bu süslü giyimini gören padişah, şöyle dedi:  “Sen böyle giyinirsen anan ne giyinsin Süleyman? Anana takacak ziynet bırakmamışsın.” 

Adalı Avni (1930'ların Nüktedan Akşamcılarından)

Adalı Avni 1930 Adalı Avni 1930'ların nüktedan akşamcılarından; ikamet ettiği Büyükada'nın simgesi olmuş İstanbul Belediyesi daimi encümen azası.  Heybeliada'da oturan Ahmet Refik Altınay'ın kadeh arkadaşıydı. Altınay şiirlerini Gönül adlı bir kitapta toplayıp ona ithaf etmişti. Bir başka ahbabı Neyzen Tevfik sık sık yandan çarklı sefası yaparak Adalı Avni'nin evine gider, birlikte demlenirlerdi.  Necdet Rüştü Efe, Babıâli'de çalışan Adalıların buluşma yeri Steinbruch (Kafkas) Birahanesi'nde esen Adalı Avni fırtınasını şöyle anlatır: " Avni Bey, mesai bitiminden akşam dokuza kadar burada eğlenirdi. Köşede, bahçe penceresine bitişik masaya oturmak isterseniz, emektar garson İstavri sizi önler, Orası Avni Bey'in masası! diyerek iskemleleri kapatırdı. Akşam beş buçukta gelecek olan tatlı dilli müşterisini beklerdi. Adalı Avni daha içeri girer girmez, durmayın çocuklar derdi, gündüz nasıl olsa mesaiyi kaçırıyoruz, bari akşam vazifesinde kusur etm...

ABSENT (absinthe) - Anason Aromalı Distile Alkollü İçki

ABSENT (absinthe) ABSENT (absinthe) Tarımsal kökenli etil alkolün pelin otu (Artemisia absinthium), anason, yıldız anason, rezene, melek otu gibi bitkiler ile aromatize edilmesi suretiyle üretilen anason aromalı distile alkollü içki. 1790'larda İsviçre'de yaşayan bir Fransız tarafından bulunmuş; ardından önce Fransa olmak üzere, pek çok ülkede yaygınlaşmıştır. Özellikle 19. ve 20. yüzyıl Paris'inin sanatçı çevresinde yaşanan bohem kültürün önemli bir öğesi haline gelmiştir. Kendine özgü ünlü sarımsı yeşil renginin, 1860'larda öğleden sonra saat beş için l'heure verte (yeşil saati) denmesine neden olduğu söylenir. Edgar Degas, Toulouse Lautrec, Vincent Van Gogh, Émile Zola, Oscar Wilde gibi sanatçıların bazen eserlerinde, çoğunlukla da anılarında yer almıştır. Önceleri %70-%80 alkol derecesinde şişelendiği, sonra %45 alkol derecesine kadar çeşitlerinin çıktığı bilinmektedir. İçenlerde halüsinasyonlara neden olduğu gerekçesi ile, 1908-1915 yılları arasında üretildiği ...

Abdülmecit Kadınlara ve İçkiye Düşkünlüğü

Abdülmecit Kadınlara ve İçkiye Düşkünlüğü Abdülmecit (1823-1861) 31. Osmanlı Padişahı . Tanzimat döneminin ilk padişahı olan Abdülmecit kadınlara ve içkiye düşkünlüğü ile tanınmıştır.  Her gün sızacak kadar içmesi ve haremindeki dokuz kadınefendisi ile dokuz ikbal denilen kadınlarından başka çok sayıda cariye ile ilişkisi zaten zayıf olan bünyesinin iyice yıpranmasına neden olmuştur.  Sert, acımasız ve kararlı bir padişah olan babası II. Mahmut 'tan sonra çok yumuşak huylu, acıma duygusu yüksek bir genç padişah olarak halk katında çok sevildi.  Ancak ayyaşlık derecesine varan içki iptilası, kendisinin, harem halkının, kızlarının israflı yaşamı, kadınlarına atfedilen iffetsizlik iddiaları ve damatları hakkında çıkan rüşvet dedikoduları bu saygınlığı çabucak gölgeledi.  Padişahlığının 22. Yılında Abdülmecit'e verem teşhisi kondu. Doktorların ısrarına rağmen içkiyi bırakamadı ve "Beni kadınlarım bitirdi" diyerek 38 yaşında öldü. EROL ÜYEPAZARCI Reşad Ekrem Koçu İstanb...

Türk Uzosu

Türk Uzosu   Aşırı milliyetçi Yunan gazetelerinin malum içkiye rakı dememek için icat ettiği tabir.  Rakı kimin içkisi tartışmalarına mizahi derinlik katmakla kalmayıp uzo yerine Yunan rakısı demenin de sorunlu olduğunu ortaya koyan bu komik ifade, 1989 'da eski Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu 'nun Yeni Rakı içerken çekilmiş fotoğraflarının yayınlanmasına tepki gösteren bazı Yunan gazeteleri tarafından büyük bir ciddiyetle kullanılmıştı.  12 Nisan 1989 tarihli Etnos gazetesi şöyle yazdı: " Papandreu bugüne kadar bir tek Türk mamullerinin reklamını yapmamıştı. Şimdi bunu da yaptı. Bu fotoğraflar artık Yunanistan Başbakanı Türk Uzosu'nu tercih ediyor sloganıyla bütün Avrupa ülkelerinde dolaşacak ."  Mesimvrini gazetesi ise Türk rakısının Girit 'te imal edilen çipuro 'nun taklidi olduğunu ileri sürdü ve " Papandreu Türklerin çalıntısı olan rakıdan içiyor " diye yazdı.  Milliyet, 13 Nisan 1989