Kayıtlar

Bebek Badem Ezmecisi (1904)

Bebek Badem Ezmecisi (1904)  Haydarpaşa Lisesi ’nde okumak için Mudanya ’dan İstanbu l’a gelen Sevim Hanım ’ın babası Mehmet Halil Bey , o sırada Fener Lisesi ’nde okuyan Anastasya Hanım ’la tanışır ve ona aşık olur; ama aileler din farklılığından dolayı bu birlikteliğe karşı çıkar.  Birbirlerinden vazgeçmeyeceklerini anlayınca bu duruma daha katı bakan Anastasya’nın üvey babası İstanbul’da kalmaları koşuluyla evlenmelerine izin verir.  Bunun üzerine Sevim Hanım’ın dedesi beybabasına Bebek ’te bir dükkan açar ve Mehmet Halil Bey de baba mesleğini Bebek’te devam ettirme kararı alır.  İstanbul’da açılan dükkanın ticari sicil kaydı 1904 ’tür ama Mudanya’da başlayan bu mesleğin ne kadar geriye gittiği o zaman çıkan bir yangından dolayı bilinmemektedir.  Ve karı koca birlikte, günümüzde bu kadar meşhur olacaklarını tahmin edemeyecekleri dükkanlarında; badem ezmesi, acı badem kurabiyesi, buzlama, akide şekeri yapıp satmaya başlar.

Nisan 1, Şakasının Kökeni Nedir?

Her ne kadar Roma İmparatoru Julius Caesar (Sezar) milattan önce 46 yılında takvimin başlangıcını Ocak ayı olarak ilan ettiyse de, 16. yüzyılın ortalarına kadar Avrupa'da yeni yıl geleneksel olarak, bahar aylarının başlangıç tarihi olarak da kabul edilen, Mart ayının 25'inde başlardı. 1564 yılında Fransa Kralı IX. Charles, takvimi değiştirerek yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. O zamanki iletişim şartlarında bazı insanların bundan haberi olmadı, bazıları ise bu kararı protesto etmek amacıyla eski adetlerine devam ettiler. l Nisan'da partiler düzenlediler, birbirlerine hediyeler verdiler. Diğerleri ise bunları Nisan aptalları olarak nitelendirip bu güne 'Bütün Aptalların Günü' adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak bir partiye davet ettiler, gerçek olması mümkün olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra takvimin ayları yerine oturup, Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar l Nisan gününü kendi kül...

Niçin Tespih Çekiyoruz?

Boncuk, kemik, taş gibi küçük parçaların bir ipe dizilmesi insanlık tarihi kadar eskidir. İlk insanlar avladıkları avın parçalarını ip benzeri şeylere dizer, bir sonraki avda başarı getirmesi için üzerlerine takarlardı.  Daha sonraları bu tip takılar kötülüklerden ve düşmanlardan koruması için savaşlarda da takılmaya başlandı. Bugün bile bazı taşların özel uğurlar getirdiklerine inananlar vardır. Boncukların dini amaçla ve duaları saymada kullanılmasına ilk olarak Hindistan'da, Hindu inanışında rastlanıyor. Tespihin ataları Hindistan'dan doğuya, sonra Ortadoğu'ya, en sonunda da Avrupa'ya yayılıyor. Tespihin kullanışlı amacı Müslümanlık, Hıristiyanlık (Katolik), Hinduizm ve Budizm'de aynı olup hepsinde de duaları ve dualar arası bölümleri saymada kullanılır. Tespihin İslam dünyasında ne zamandan beri kullanıldığı kesin olarak belli değildir. Hz. Muhammed'in tespih taşıdığına dair bir kayıt yoktur. Hatta belki Osman Gazi, belki de Fatih Sultan Mehmet'de tespih...

Rüşdiye (Mekteb-i Rüşdî)

Resim
Rüşdiye, Mekteb-i Rüşdî (çoğulu Mekâtib-i Rüşdiye), 1839'da ilan edilen Tanzimat Fermanı sonrasında Osmanlı Devleti'nde açılan ortaöğretim kurumudur. Kuruluşu Rüşdiye adı verilen ortaokulların açılması öncesinde, Sultan II. Mahmud döneminde "selâtîn-i izâm mektepleri" adıyla orta öğretim kurumları açılmıştır. Sultan Abdülmecid devrinde, 1845 yılında batılı tarzda ve yeni bir eğitim sistemi kurulmasını öngören bir ferman hazırlandı.  Buna uygun hazırlanan eğitim sisteminde sıbyan mektebi, rüşdiye ve Dârülfünundan meydana gelen, Fransız eğitim sisteminden etkilenerek hazırlanan üç kademeli bir eğitim sistemi teşkil edildi. İlk rüşdiye 1847'de İstanbul'da Dâvud Paşa Mektebi'nde açıldı. Bunu Bâyezid, Üsküdar, Tophane ve Bâbıâlî olmak üzere 4 adet rüşdiye mektebi takip etti.  Ortaokul seviyesinde eğitim veren bu kurumlara hoca yetiştirmek için de 1848'de İstanbul Fatih'te "Dârülmuallimîn-i Rüşdî" açıldı. 19. yüzyılın son çeyreğinde ise İstanbu...

Laiklik veya Laisizm Nedir?

Laiklik veya Laisizm Nedir?  Laiklik veya laisizm ( Fransızcadan: laïcité ), devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilkedir. Fransızcadan Türkçeye geçmiş olan " laik " sözcüğü, " din adamı olmayan kimse; din adamı dışında kalan halk " anlamına gelen Latince " laicus " sözcüğünden gelmektedir.  Roma döneminde din adamlarına " Clerici ", din adamı olmayanlara da " Laici " adı veriliyordu. Aynı terimin İngilizce karşılığı ise secularity olup, din ve devlet işlerinin ayrı tutulması anlamına gelir. Latince bir kelime olan çağ anlamına gelen " saeculum " kelimesinden geçmiştir.  Sekülerizm Türkçeye lâiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa 'da lâiklik için Laïcité ( Laicisme ) terimleri kullanılmaktadır. Kavramlar, her iki biçimde de cismi ve bilimsel olan ile soyut ve dinse...

Teokrasi Rejimi Nedir?

Teokrasi Rejimi Nedir?  Teokrasi ya da din erki, dine dayalı yönetim biçimini tanımlamak için kullanılan terim . Daha doğru bir anlatımla, dini otorite organlarının siyasi otorite organları yerine devlet idaresini elde tuttuğu devlet biçimidir.  Teokrasi en yalın anlamda " devlet işlerinden yönetim ile görevli din adamları (örneğin İran İslam Cumhuriyeti'nde molla) sınıfının sorumlu olduğu ve devlet işlerinin dini temellere dayandırıldığı sistem " olarak tanımlanabilir. Etimoloji Teokrasi teriminin kökeni Yunanca θεοκρατία (theokratia)'dan gelmektedir. Tanrı düzeni (Josephus) demektir. Kelime Yunanca Teos'dan dönüşmüştür. Theos kelimesinin kökeni Hint Avrupa dillerinde dinî kavramlar içinde yer alır. Theos'un anlamı tanrı, Kratos'un anlamı ise düzen demektir. Kelime Yunancada Tanrı'nın Düzeni anlamına gelir.  Teokrasi kelimesi hiçbir dilde de gerçek anlamında kullanılmamıştır. İngilizcede kaydedilen ilk kullanım 1622 tarihlidir. İlahi Esin Altındaki Pa...

Ünlü Kişilerden Sözler

"Ne haz, ne şan şöhret, ne iktidar: özgürlük, yalnızca özgürlük." Constantin von Barloewen -&- "ZEKA hayatın özünde vardır.  Zeka hayatın doğal bir niteliğidir.  Tıpkı ateşin sıcak olması  Ve havanın görünmez olması  Ve suyun aşağı doğru akması gibi  Hayat da zekidir." OSHO -&- "Beden kendi sessizliğini;  kendi esenliğini,  sağlıkla dolup taşmasını,  kendi sevincini bilir.  Zihin de kendi sessizliğini, tüm düşüncelerin yok olup,  gökyüzünün bulutsuz saf bir boşluğa dönüşmesini bilir.  Ama benim söz ettiğim sessizlik  çok daha derinlerdedir." OSHO _&_ " Ego bir buzdağıdır.  Onu erit. Onu derin sevginin içinde erit,  böylelikle o kaybolsun  ve sen okyanusun parçası haline gel".  Osho -&- "Yaşayan bir varlığın günahlı olduğuna inananlar,  Tanrı’nın ya günahı yaratacak kadar kötü olabileceğine  ya da kusursuz varlık yaratma girişimlerinde  çok yanlışlıklar yaptığına inanmak zorunda...