Kayıtlar

"DÜNYA" VE UYDUSU "AY"

"DÜNYA" VE UYDUSU "AY" Eskiler neden Dünya'nın düz olduğunu düşünürlermiş ki? Ay tutulması sırasında, Dünyanın Aya düşen gölgesinin çember şeklinde olması bile Dünyanın yuvarlak olduğunu göstermeğe yeterdi... Ama, tabiatıyla bunu düşünebilmek için, önce merkezinde Güneşin, onun çevresinde gezegenlerin, gezegenlerin çevresinde ise kendi uydularının döndüğü bir "Güneş sistemini" kavramlaştırabilmek ve "Ay tutulmasını" cinlerle perilerle değil bir "doğa olayı" olarak açıklayabilmek gerekiyordu. Dünya gezegeni (Terra), Güneş sisteminin içten dışa doğru üçüncü gezegenidir. 4.5 milyar yıl (4.5x109) kadar önce oluştuğu hesaplanıyor. Güneş sisteminde varlığını saptadığımız tek biyolojik yaşam yuvasıdır. Hayallerimizde, kendimizi uzayın derinliklerine yol alan bir uzay gemisinde, fantastik serüvenlerin kahramanları olarak canlandırırız. Gerçekte, bizler hepimiz birer uzay yolcusuyuz. Gemimizin adı, Dünya Gezegeni... Uzayda, saatte 108 000 km...

HAYVANSAL DOKULAR

                                HAYVANSAL DOKULAR A) EPİTEL DOKU 1. Örtü Epiteli 2. Bez Epiteli   3.  Duyu Epiteli B) BAĞ VE DESTEK DOKU  1- Temel Bağ Doku 2- Kıkırdak Doku  3 - Kemik Doku  C) KAS DOKU  1- Düz Kas 2-Çizgili Kas 3- Kalp Kası 4. SİNİR DOKU 1) Epitel Doku: Vücudun iç ve dış yüzeyini örten dokudur. Hücreler arası boşluk bırakmayacak şekilde dizilmişlerdir. Vücudu mekanik, kimyasal, fiziksel, balteriyel etkilerden korur. Vücudun hücre sayısı en fazla olan dokusudur. Hücreleri arasında kan damarları bulunmadığından beslenme bağ dokudan difizyon ile olur. Epitel doku bağ dokudan yapılmış bir taban zarı (bazal lamina) üzerine oturur . Görevleri: Deride koruma, Bağırsakta Emilim, Bezlerde Salgı, Duyu Organlarında Duyu 2) Örtü Epiteli: Vücudun iç ve dış yüzeyini ,kan damarlarının içini örter. Tek katlı örtü epiteli: - Yassı Epitel: Hücreler ince ve yassı olup, çek...

Çiçek (Tohumlu bitkilerin üreme organ)

  Çiçek      Tohumlu bitkilerin üreme organlarını taşıyan kısımdır.  Çiçeğin kısımları     Çanak yaprak: Genelde yeşil renklidir. Çiçeğin en dış kısmını oluşturur.Çiçek tomurcuk halindeyken çiçeği korur.      Taç yaprak: Çiçeğin renkli ve kokulu kısmıdır. Tozlaşmada böcekleri çekerek bitkinin çoğalmasında önemli rol oynar.      Erkek organ: Polen oluşumunun meydana geldiği kısımdır. Bitkilerde çeşitliliğin oluşmasında etkilidir.      Dişi organ: Bitkinin en iç kısmında bulunan üreme organıdır. Yumurtalık, dişicik borusu, ve tepecikten oluşur.      Çiçek tablası: Çiçek tablasından salınan şekerli maddeler böceklerin dikkatini çeker ve tozlaşmada etkili rol oynar.  Tozlaşma      Bitkide çiçeğin görevi tozlaşma yoluyla bitkinin çoğalmasını sağlamaktır. Bir çiçeğin erkek organından serbest kalan polenlerin diğer çiçeğin dişi organının tepeciğine ulaşması ve burada yeni bitki to...

Çevre Kirliliği

Çevre Kirliliği Çevre kirliliği, karşılaşılan en büyük  çevre sorunları arasındadır. Unutmayalım! Henüz vakit geçmeden, çevre adına atılacak her adım,  geleceğimizin garantisi olacaktır. Günümüzde en yaygın olan kirlilik su, hava, toprak, gürültü kirliliğidir. Gürültü Kirliliği Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Gürültü Hayatı Çekilmez Hale Getiren Çok Önemli Bir Çevre Kirliliğidir. Gelişmiş ülkelerde teknolojinin gelişmesine bağlı olarak ortaya çıkmış olan gürültü sorunu, günümüzün önemli çevre sorunlarından birisi olmasına karşın, ülkemizde az bilinen bir kirlilik türüdür.  Gürültü insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkileyen, fizyolojik ve psikolojik dengelerini bozabilen, iç performansını azaltan, çevrenin hoşluğunu ve sakinliğini yok ederek niteliğini değiştiren bir tür kirliliktir. Yaşama kalitemizi bozmadan alacağımız basit önlemlerle insan sağlığı üzerinde olumsuz etki yapan gürültü kirliliğini önleyebiliriz. Düğün, sünn...

SOSYOLOJİ

                                                                     SOSYOLOJİ Sosyolojinin gelişmesinin gecikme nedenleri: Toplumsal olaylara bilimsel yöntemin uygulanamayacağı kasını, Gelenek, görenek, ön yargı, çıkar gibi nedenlerle yeniliklere ve toplumsal değişmelere direnç gösterme, Bilimin dine karşı olduğu inancı, İnsan yaşamının bazı yönlerinin dokunulmaz sayılması. Sosyolojinin incelediği başlıca konular: Toplumsal kişi, kişinin toplum içindeki yeri, Toplumsal yapı,toplum,toplumsal gruplar,yığınlar, Ekonomik,toplumsal ve siyasal kurumlar, Kültür ve toplumsal değişme. Sosyolojinin belli başlı amaçları: Toplumları zaman ve yer bakımından nesnel ve somut koşulları içinde anlamak, Toplumların geçirmekte oldukları değişimin etkenlerini ve doğrultusunu açıklamak, Ayrı ayrı toplumlar üzerinde yapılan bu açıklama...

Kemosentez Nedir?

Kemosentez Kemosentez, ışık enerjisi olmadan organik madde üretilmesi. Fotosentezde, yeşil pigmentli klorofile sahip bitkiler, ham madde olarak H2O(su) ve CO2 (karbondioksit) kullanmak süretiyle karbonhidratları sentez ederler. Fotosentez, enerjiye ihtiyaç gösteren bir olaydır. Bu iş için, klorofil tarafından absorbe edilen güneş ışığının enerjisi harcanmaktadır.  Şayet güneş ışığı yerine organik maddelerin sentezi için kimyevi reaksiyonlardan hasıl olan enerji kullanılacak olursa meydana gelen bu olaya “kemosentez” veya “kimyasentez” adı verilmektedir. Bazı bakteriler, ışık enerjisine ihtiyaç göstermeden kimyevi enerji ile organik maddeleri sentez ederler.  Mesela azot, kükürt, demir ve hidrojen bakterileri klorofile sahip olmadıkları halde kemosentez sayesinde ototrof (kendi beslek)turlar. Bu şekilde kendi besinlerini üreten bakterilere “kemosentetik bakteriler” denir. Kemosentetik bakteriler inorganik maddeleri oksitleyerek elde ettikleri kimyevi enerjiyi kullanarak CO2 ve ...

TEMA VAKFININ NE ZAMAN KURULDU

                                                                TEMA TEMA 11 Eylül 1992 tarihinde, Karaca Arboretum'un kurucusu, BM Çevre Ödülü sahibi Hayrettin Karaca ve Tekfen Holding kurucu ortaklarından, Türk-B.D.T. İş Konseyleri Başkanı Nihat Gökyiğit tarafından kurulmuştur.  1980 yılında Hayrettin Karaca'nın Türkiye'nin ilk özel arboretumunu kurması aynı zamanda TEMA düşüncesinin de başlangıcı olmuştur. Bitki toplamak amacıyla Türkiye'yi karış karış dolaşan Hayrettin Karaca, erozyon sorununun boyutlarını görünce, sorunun önemini herkese anlatmak ve kavratmak gerektiğine karar verir.  5 Ağustos 1992 tarihinde Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan bir röportajında Hayrettin Karaca, şunları söylemiştir: "Türkiye'nin denizlere, derelere, barajlara akıttığı toprağın içindeki değerler, madensel elementler ve gübrenin değeri...