Kayıtlar

2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çaydanlık Parlatmak İçin 4 Mükemmel Yol

Resim
Çaydanlık Parlatmak İçin 4 Mükemmel Hile Çaydanlık temizliğinde sıcak su kullanmak lekelerin çözülmesini kolaylaştırır ve hijyen sağlar. Karbonatlı macun veya sirke ile yapılan derin temizlik, özellikle kireç ve çay lekelerinde çok etkilidir. Temizlik sırasında yumuşak sünger veya bez kullanmak çizilmeyi önler ve yüzeyin pürüzsüz kalmasını sağlar. Son olarak çaydanlığı tamamen kurulamak, su lekelerinin oluşmasını engeller ve parlaklığın uzun süre korunmasını sağlar. Limon + Tuz ile Doğal Parlatma Limonun asidik yapısı kireç ve su lekelerini yumuşatırken tuz hafif bir aşındırıcı görevi görür. Limonu ikiye kesin, kesik yüzeye bolca tuz serpin ve çaydanlığın iç/ dış yüzeylerini ovalayarak temizleyin. Özellikle lekeli veya matlaşmış bölgelere biraz bastırarak sürtün, birkaç dakika bekletin. Ilık suyla iyice durulayın ve mikrofiber bezle kurulayarak parlatın. Bu yöntem hem bakır hem de paslanmaz çelik çaydanlıklarda etkilidir; önce küçük bir bölgede denemek iyi olur. Karbonat (Soda) Mac...

Pas Lekesine Karşı Basit Çözüm

Resim
Artık pas lekeleriyle uğraşırken sirke, karbonat ya da limona başvurmanıza gerek yok. Buzdolabınızdaki bu malzeme doğal asit oranı sayesinde pası çözerek yüzeyleri saniyeler içinde eski parlaklığına kavuşturuyor... Yıllardır pas lekeleriyle mücadelede ilk akla gelen yöntemler sirke, karbonat ve limondu. Ancak son günelerde sosyal medyada hızla yayılan yeni bir temizlik tüyosu, bu klasik yöntemleri adeta tahtından etti. Uzmanlara göre, buzdolabında hemen herkesin bulunan ketçap, içeriğindeki doğal asitler sayesinde pas lekelerini anında çözebiliyor. KETÇAP NASIL ETKİ EDİYOR?  Ketçabın içeriğinde bulunan sirke ve domates asidi, pasın yapısındaki demir oksitle kimyasal bir reaksiyon oluşturuyor. Bu reaksiyon, pasın yüzeyden kolayca ayrılmasını sağlıyor. Bu nedenle ketçap, özellikle hafif yüzey pasları üzerinde etkili bir sonuç veriyor. Uzmanlar, yöntemin metal mutfak gereçleri, bıçaklar, bahçe aletleri veya musluk yüzeylerinde denenebileceğini belirtiyor. Uygulama önerisi: Paslı y...

Sultan Murad Hüdâvendigâr

Resim
Sultan Murad Hüdâvendigâr (1389)  Üçüncü Osmanlı padişahı olan Sultan Murad Hüdâvendigâr , Haçlılara karşı kazandığı I. Kosova Meydan Muharebesi 'nden sonra savaş alanını gezerken Miloş Obiliç adındaki yaralı bir Sırp askeri tarafından zehirli bir hançerle vurularak şehid edilmiştir.  Miloş Obiliç Miloş namlı kefere sultana yaklaşmak için bir çok yalan söylemiş;  "Ben Müslüman olacağım, padişahın eteğini öpeceğim, ona söyleyeceğim mühim bir sır var" demiş ve sultanın müsadesi üzerine yanına kadar yaklaştıktan sonra eteğini öpmek için eğilir gibi yaparak gömleği veya çizmesi içinden çıkardığı hançerle vurarak Sultan Murad'ı atından düşürmüştür.  Bunu gören yeniçeriler kaçmak isteyen hain Sırplıyı hemen yakalayarak paralamışlardır.  Sultanın düştüğü yere bir çadır kurulmuş, bu arada büyük oğlu Yıldırım Beyazıd gelip yetişmiş ve babasının vasiyetini dinlemiştir. Sultan Murad devlet erkanının önünde Yıldırım Beyazıd 'ın Nasıl padişah olmasını istedikten sonra...

Çamaşır Makinesi Deterjan Nereye Konur?

Resim
Çamaşır Makinesi Deterjan Nereye Konur? Çamaşır makineleri, giysileri temizlemek için özel olarak tasarlanmış bölmelere sahip deterjan çekmeceleriyle çalışır. Bu nedenle, çamaşır makinesi deterjan nereye konur sorusuna yanıt vermek için, genellikle deterjan çekmecesinin üç farklı gözden oluştuğunu bilmek gerekir. Bu bölmelerin her biri belirli bir yıkama aşamasında kullanılan maddeler için ayrılmıştır. Örneğin, birinci göz ön yıkama deterjanı olarak kullanılabilirken, ikinci göz ana yıkama deterjanı için kullanılır. Toz, sıvı veya kapsül formundaki deterjanlar ise ana yıkama bölmesine konulmalıdır. Eğer yıkama programında ön yıkama seçeneği kullanılıyorsa, ön yıkama gözüne de deterjan eklenmelidir. Peki, çamaşır makinesi deterjanı ne zaman alır? Makine, program başladığında su akışıyla birlikte belirli bir zamanlamayla deterjanı çeker. Yıkama süreci boyunca deterjan, zaman zaman suyla karışarak çamaşırlara eşit şekilde yayılır. Ayrıca, kullanım kılavuzuna bağlı olarak, bazı makinelerd...

Bıçak Bileme

Resim
Mutfaktaki en can sıkıcı sorunlardan biri olan körelmiş bıçaklar, en iyi yemeği bile bir eziyete dönüştürebilir. Ancak yeni bir bıçak seti almak veya profesyonel bileyicilere para harcamak yerine, evdeki basit ve ucuz bir malzemeyle bıçaklarınızı bir dakikadan kısa sürede keskinleştirmenin bir yolu var: alüminyum folyo. Bu pratik yöntemin sırrı, alüminyum folyonun yüzey yapısında gizli.  Alüminyum folyo, çok ince taneli bir zımpara kağıdı gibi davranarak bıçağın metal kenarındaki küçük pürüzleri düzelterek ve ağzını hizalayarak keskinliğini geri kazanmasına yardımcı olur. Bu basit yöntemi uygulamak için tek ihtiyacınız olan bir parça alüminyum folyo ve bir kesme tahtası. Folyoyu Hazırlayın: Yaklaşık 30 cm uzunluğunda bir parça alüminyum folyo koparın ve daha kalın bir şerit elde etmek için 3-4 kez katlayın. Bıçağı Sabitleyin: Güvenliğiniz için, bıçağı kaymayan ahşap bir kesme tahtasının üzerine yatırın. Bileme İşlemini Uygulayın:  Katladığınız folyoyu, bıçağın keskin kenarına,...

Dünyanın Etrafını Dolaşan İlk İnsan Kimdir?

Dünyanın Etrafını Dolaşan İlk İnsan Kimdir? Zenci Henry... Ferdinand Macellan dünyanın etrafındaki turunu asla tamamlayamadı. 1521’de Filipinler’de henüz turun yarısındayken öldürüldü. Macellan 1511’de Portekiz’den çıkıp Hint Okyanusu’nu geçerek önce Uzakdoğu’yu ziyaret etti. Zenci Henry’yi 1511’de Malezya’daki bir köle pazarında buldu ve onu geldiği yoldan Lizbon’a götürdü. 1519’da çıkılan dünya turu girişimi de dahil olmak üzere bundan sonraki tüm yolculuklarında Zenci Henry, Macellan’ın yanında gitti. Bu yolculuk diğer yönden, yani Atlas Okyanusu’nu ve Büyük Okyanus’u geçerek gerçekleşti, bu yüzden 1521’de Uzakdoğu’ya vardıklarında Zenci Henry dünyanın etrafını tam olarak dolaşmış olan ilk insan oldu.

Osmanlı'da Oğlancı Padişah Kimdir?

Osmanlı'da oğlancı padişah kimdir? Osmanlı'da oğlancılığın Orhan Gazi döneminde başladığı sanılmaktadır. Osmanlılara esir düşen Bizans İmparatorluğu 'nun Selanik Başpiskoposu Gregory Palamas Osmanlı'da eşcinsel ilişkinin çok yaygın olduğunu, özellikle Hristiyan esirlere yönelik tacizlerin çok olduğunu söylemiştir. Osmanlı sadrazamlarından Sinan Paşa 'nın oğlu ve Osmanlı ordusuna başkomutanlık ve vezirlik yapmış olan Mehmet Paşa'dan kadınsı davranışlar sergilediği için Muhannes Mehmet Paşa şeklinde bahsedilmektedir.

Akif Baba'nın Taş Plak Meyhanesi

Resim
Akif Baba'nın Taş Plak Meyhanesi  İzmir Eşrefpaşa'da 75 yılı deviren meyhane. Sahibi Akif Bey'in adıyla anılan dükkân, içindeki zengin taş plak koleksiyonu nedeniyle zaman içinde Taş Plak Meyhanesi adını aldı.  Akşamcılar biraz da bu plakları dinlemek için gelip giderdi. Bugüne kadar nice Müzeyyen Senar plağı gramofonda döndü, zaten Senar'ın kendisi de müdavimler arasındaydı.  Akif Baba, 1996 yılında 85 yaşında hayata veda edince, işin başına oğlu Hüseyin Kocakurt geçti.  Akif Baba'nın taş plaklarıyla birlikte biriktirdiği tarih, bugün de meyhanenin duvarlarını süslüyor. Ali Fuat Cebesoy'un anlattıklarını aktaran bir gazete kupürü de var duvarda.  Habere göre Cebesoy, o yıllarda yeni yeni bira içmeye başlamış olan Mustafa Kemal ile yaptıkları Büyükada yolculuğunu anlatıyor:  "Okulun tatil olduğu bir gün Büyükada'da gezinti yapalım dedik. İçki yasağına rağmen bir tanıdıktan aldığım ufak bir şişeyi cebime koymuştum. Haftalığımızın son kuruşunu da, iskeled...

Fakir Richard’ın Almanak’ı

Resim
Benjamin Franklin, Ressam Joseph Siffred Duplessis, 1778  Benjamin Franklin (1706-1790)  “Uzun bir hayat yeteri kadar iyi olmayabilir, ama iyi bir hayat yeteri kadar uzundur.”  Amerikalı düşünür, biliminsanı, devlet adamı, yazar... Benjamin Franklin, sabun ve mum imal eden, on yedi çocuklu bir ailenin onuncu oğlu olarak 17 Ocak 1706’da Boston’da doğdu.  Seksen dört yıllık hayatına çok şey sığdırdı. 1730 tarihinde bir basımevi kurarak “Fakir Richard’ın Almanak’ı”nı (Poor Richard’s Almanac) Richard Soun-ders la yayımlamaya başladı.  Atasözleri, özdeyişler, öğütler ve küçük öykülerden oluşan bu derleme büyük ilgi gördü.  “Kötü bir komşudan ve sinirli bir insandan, Kör bir iğneden ve kırık bir bıçaktan, Kefil olmaktan ve boş bir keseden, Tüten bir bacadan ve huysuz bir attan, Kör bir jiletten ve zayıf bir bellekten, Sızlayan bir vicdandan ve bitli bir yataktan, Dirseğime ve dizime gelecek bir darbeden, Bütün bunlardan, Ulu Tanrım, koru beni!”  Kütüphane, h...

Bezm-i Meyde Kusura Bakma Sakın

Resim
Ahmet Cevdet Paşa (1822-1895) Büyük devlet adamı; tarihçi, fıkıhçı.  Osmanlı döneminde âb âlemine dindar ve içkiden uzak kalmayı yeğleyen devlet adamları da ilgi duymaktaydı.  Ahmet Cevdet Paşa bile arada bu akıma ayak uydurur, yalısında en yakın dostlarıyla âb âlemi düzenlerdi. Ahmet Cevdet Paşa'nın şu dizeleri buna kanıt gösterilir:  Bezm-i meyde kusura bakma sakın  Âlem-i âb başka âlemdir  Mey-i ikbâli hazmeden amma  Mezhebimce sahih âdemdir.  Necdet Sakaoğlu - Nuri Akbayar Binbir Gün Binbir Gece

Zevk ü Safâ ve İyş ü İşret (Lale Devri)

III. Ahmet (1673-1736)  23. Osmanlı padişahı; şair ve hattat. Ahmet Refik Altınay'ın buluşuyla Lale Devri diye tanınan dönemin padişahıdır. Ağabeyi II. Mustafa'nın Edirne Vak'ası denilen isyandan sonra tahttan indirilmesiyle devletin başına geçti.  1718'deki Pasarofça Antlaşması ile sonuçlanan birçok kötü yenilgiden sonra kavuşulan barış döneminde, sadrazamı Nevşehirli İbrahim Paşa'nın da yönlendirmesiyle zevk ü safâ ve iyş ü işret ile dopdolu Lale Devri'ne (1718-1730) öncülük etmiştir.  Tarihçi Şemdanizâde'nin anlatımıyla "gece gündüz zevk ü sürur icat eden" sadrazamının tertipçisi olduğu ve içkinin su gibi aktığı bu safalı dönemde yapılan israflar halkın tepkisini çekmişti.  III. Ahmet tarihte Patrona Halil Ayaklanması denilen isyanla tahttan indirildi.  EROL ÜYEPAZARCI

RAKI ANSİKLOPEDİSİ YAYINA HAZIRLAYANLAR

RAKI ANSİKLOPEDİSİ  Overteam Yayınları adına sahibi Metin Solmaz Danışma Kurulu:  Çağatay Anadol, Fügen Basmacı, Çiçekten Becel, Murat Belge, Raşit Çavaş, Ahmet Örs, Necdet Sakaoğlu,  Vefa Zat Yayın Yönetmeni:  Erdir Zat Yayın Koordinatörü:  Deniz Karabacak Yayın Danışmanı:  Çağatay Anadol Yayın Sekreteri:  Yasemin Bodur  Editörler:  Fügen Basmacı (içki), Derya Bengi (müzik), Ferda Erdinç - Nazlı Pişkin (yemek), Sennur Sezer (folklor), Erdir Zat (kültür-edebiyat)  Redaksiyon: Derya Bengi, Doruk Yurdesin  Düzelti - Son Okuma: Tamer Erdoğan  Yazarlar:  Gökçen Adar, Bilge Aknam, Ayşe Nilhan Aras, Ulus Atayurt, A. Nedim Atilla, Fügen Basmacı, Ümit Bayazoğlu, Derya Bengi, Bercuhi Berberyan, Fuat Bozkurt, Eray Canberk, Funda Şenol Cantek, Levent Cantek, Raşit Çavaş, Ayşe Çavdar, Jaklin Çelik, Dilek Çetinkaya, Güzin Değişmez, Nursel Duruel, Ahmet Eken, İlhan Eksen, Tamer Erdoğan, Merve Erol, Burcu Galiba, Levent Gönenç, Necati Gü...

Türkiye'deki yangınlar listesi

Türkiye'deki yangınlar listesi Osmanlı İmparatorluğu dönemi de dahil olmak üzere Türkiye 'de meydana gelmiş önemli bina, yerleşim yeri ve orman yangınlarının bir listesi yer almaktadır. 15. yüzyıl Fatih Camii civarında çıkan yangında 150'ye yakın işyeri yandı. 1489 - Atmeydanı'nında bir barut deposuna yıldırım düşmesi sonucu çıkan yangın büyük hasara ve can kaybına neden oldu. 16. yüzyıl 1501 - Galata'da bir barut deposunda çıkan yangın büyük hasara neden oldu. 1510 - Fatih'te çıkan yangında Balat ve Bahçekapı'da 800 işyeri yanmıştır. 1515 - Kapalıçarşı'da çıkan yangında çok sayıda dükkan yandı. 1539 - Zindankapı Yangını olarak bilinen ve hapishane civarında çıkan yangında 700 mahkum öldü. 1540 - Edirne'deki Eski Saray çıkan yangında tamamen yandı. 1554 - İstanbul'da bir hapishane civarında çıkan yangında çok sayıda mahkum öldü. 1569 - İstanbul'da Yahudi mahallesinde çıkan yangında mahalle tamamen yandı. 1574 - Topkapı Sarayı 'nın mutf...

Bebek Badem Ezmecisi (1904)

Bebek Badem Ezmecisi (1904)  Haydarpaşa Lisesi ’nde okumak için Mudanya ’dan İstanbu l’a gelen Sevim Hanım ’ın babası Mehmet Halil Bey , o sırada Fener Lisesi ’nde okuyan Anastasya Hanım ’la tanışır ve ona aşık olur; ama aileler din farklılığından dolayı bu birlikteliğe karşı çıkar.  Birbirlerinden vazgeçmeyeceklerini anlayınca bu duruma daha katı bakan Anastasya’nın üvey babası İstanbul’da kalmaları koşuluyla evlenmelerine izin verir.  Bunun üzerine Sevim Hanım’ın dedesi beybabasına Bebek ’te bir dükkan açar ve Mehmet Halil Bey de baba mesleğini Bebek’te devam ettirme kararı alır.  İstanbul’da açılan dükkanın ticari sicil kaydı 1904 ’tür ama Mudanya’da başlayan bu mesleğin ne kadar geriye gittiği o zaman çıkan bir yangından dolayı bilinmemektedir.  Ve karı koca birlikte, günümüzde bu kadar meşhur olacaklarını tahmin edemeyecekleri dükkanlarında; badem ezmesi, acı badem kurabiyesi, buzlama, akide şekeri yapıp satmaya başlar.

Nisan 1, Şakasının Kökeni Nedir?

Her ne kadar Roma İmparatoru Julius Caesar (Sezar) milattan önce 46 yılında takvimin başlangıcını Ocak ayı olarak ilan ettiyse de, 16. yüzyılın ortalarına kadar Avrupa'da yeni yıl geleneksel olarak, bahar aylarının başlangıç tarihi olarak da kabul edilen, Mart ayının 25'inde başlardı. 1564 yılında Fransa Kralı IX. Charles, takvimi değiştirerek yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. O zamanki iletişim şartlarında bazı insanların bundan haberi olmadı, bazıları ise bu kararı protesto etmek amacıyla eski adetlerine devam ettiler. l Nisan'da partiler düzenlediler, birbirlerine hediyeler verdiler. Diğerleri ise bunları Nisan aptalları olarak nitelendirip bu güne 'Bütün Aptalların Günü' adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak bir partiye davet ettiler, gerçek olması mümkün olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra takvimin ayları yerine oturup, Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar l Nisan gününü kendi kül...

Niçin Tespih Çekiyoruz?

Boncuk, kemik, taş gibi küçük parçaların bir ipe dizilmesi insanlık tarihi kadar eskidir. İlk insanlar avladıkları avın parçalarını ip benzeri şeylere dizer, bir sonraki avda başarı getirmesi için üzerlerine takarlardı.  Daha sonraları bu tip takılar kötülüklerden ve düşmanlardan koruması için savaşlarda da takılmaya başlandı. Bugün bile bazı taşların özel uğurlar getirdiklerine inananlar vardır. Boncukların dini amaçla ve duaları saymada kullanılmasına ilk olarak Hindistan'da, Hindu inanışında rastlanıyor. Tespihin ataları Hindistan'dan doğuya, sonra Ortadoğu'ya, en sonunda da Avrupa'ya yayılıyor. Tespihin kullanışlı amacı Müslümanlık, Hıristiyanlık (Katolik), Hinduizm ve Budizm'de aynı olup hepsinde de duaları ve dualar arası bölümleri saymada kullanılır. Tespihin İslam dünyasında ne zamandan beri kullanıldığı kesin olarak belli değildir. Hz. Muhammed'in tespih taşıdığına dair bir kayıt yoktur. Hatta belki Osman Gazi, belki de Fatih Sultan Mehmet'de tespih...

Rüşdiye (Mekteb-i Rüşdî)

Resim
Rüşdiye, Mekteb-i Rüşdî (çoğulu Mekâtib-i Rüşdiye), 1839'da ilan edilen Tanzimat Fermanı sonrasında Osmanlı Devleti'nde açılan ortaöğretim kurumudur. Kuruluşu Rüşdiye adı verilen ortaokulların açılması öncesinde, Sultan II. Mahmud döneminde "selâtîn-i izâm mektepleri" adıyla orta öğretim kurumları açılmıştır. Sultan Abdülmecid devrinde, 1845 yılında batılı tarzda ve yeni bir eğitim sistemi kurulmasını öngören bir ferman hazırlandı.  Buna uygun hazırlanan eğitim sisteminde sıbyan mektebi, rüşdiye ve Dârülfünundan meydana gelen, Fransız eğitim sisteminden etkilenerek hazırlanan üç kademeli bir eğitim sistemi teşkil edildi. İlk rüşdiye 1847'de İstanbul'da Dâvud Paşa Mektebi'nde açıldı. Bunu Bâyezid, Üsküdar, Tophane ve Bâbıâlî olmak üzere 4 adet rüşdiye mektebi takip etti.  Ortaokul seviyesinde eğitim veren bu kurumlara hoca yetiştirmek için de 1848'de İstanbul Fatih'te "Dârülmuallimîn-i Rüşdî" açıldı. 19. yüzyılın son çeyreğinde ise İstanbu...

Laiklik veya Laisizm Nedir?

Laiklik veya Laisizm Nedir?  Laiklik veya laisizm ( Fransızcadan: laïcité ), devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilkedir. Fransızcadan Türkçeye geçmiş olan " laik " sözcüğü, " din adamı olmayan kimse; din adamı dışında kalan halk " anlamına gelen Latince " laicus " sözcüğünden gelmektedir.  Roma döneminde din adamlarına " Clerici ", din adamı olmayanlara da " Laici " adı veriliyordu. Aynı terimin İngilizce karşılığı ise secularity olup, din ve devlet işlerinin ayrı tutulması anlamına gelir. Latince bir kelime olan çağ anlamına gelen " saeculum " kelimesinden geçmiştir.  Sekülerizm Türkçeye lâiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa 'da lâiklik için Laïcité ( Laicisme ) terimleri kullanılmaktadır. Kavramlar, her iki biçimde de cismi ve bilimsel olan ile soyut ve dinse...

Teokrasi Rejimi Nedir?

Teokrasi Rejimi Nedir?  Teokrasi ya da din erki, dine dayalı yönetim biçimini tanımlamak için kullanılan terim . Daha doğru bir anlatımla, dini otorite organlarının siyasi otorite organları yerine devlet idaresini elde tuttuğu devlet biçimidir.  Teokrasi en yalın anlamda " devlet işlerinden yönetim ile görevli din adamları (örneğin İran İslam Cumhuriyeti'nde molla) sınıfının sorumlu olduğu ve devlet işlerinin dini temellere dayandırıldığı sistem " olarak tanımlanabilir. Etimoloji Teokrasi teriminin kökeni Yunanca θεοκρατία (theokratia)'dan gelmektedir. Tanrı düzeni (Josephus) demektir. Kelime Yunanca Teos'dan dönüşmüştür. Theos kelimesinin kökeni Hint Avrupa dillerinde dinî kavramlar içinde yer alır. Theos'un anlamı tanrı, Kratos'un anlamı ise düzen demektir. Kelime Yunancada Tanrı'nın Düzeni anlamına gelir.  Teokrasi kelimesi hiçbir dilde de gerçek anlamında kullanılmamıştır. İngilizcede kaydedilen ilk kullanım 1622 tarihlidir. İlahi Esin Altındaki Pa...

Ünlü Kişilerden Sözler

"Ne haz, ne şan şöhret, ne iktidar: özgürlük, yalnızca özgürlük." Constantin von Barloewen -&- "ZEKA hayatın özünde vardır.  Zeka hayatın doğal bir niteliğidir.  Tıpkı ateşin sıcak olması  Ve havanın görünmez olması  Ve suyun aşağı doğru akması gibi  Hayat da zekidir." OSHO -&- "Beden kendi sessizliğini;  kendi esenliğini,  sağlıkla dolup taşmasını,  kendi sevincini bilir.  Zihin de kendi sessizliğini, tüm düşüncelerin yok olup,  gökyüzünün bulutsuz saf bir boşluğa dönüşmesini bilir.  Ama benim söz ettiğim sessizlik  çok daha derinlerdedir." OSHO _&_ " Ego bir buzdağıdır.  Onu erit. Onu derin sevginin içinde erit,  böylelikle o kaybolsun  ve sen okyanusun parçası haline gel".  Osho -&- "Yaşayan bir varlığın günahlı olduğuna inananlar,  Tanrı’nın ya günahı yaratacak kadar kötü olabileceğine  ya da kusursuz varlık yaratma girişimlerinde  çok yanlışlıklar yaptığına inanmak zorunda...

Türk Tarih Sözlüğü

ÂBADİ KÂĞIT  Padişah mektuplarının, ferman metinlerinin yazımında kullanılan değerli bir kâğıt türü. Sarımtırak, şeker beyazı, pembemsi renkte çeşitleri vardı. Tuğralı, tezyinatlı önemli belgeler, âbadî üzerine altın yaldız ve renkli boyalarla işlenirdi. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine dek kullanılmıştır.  ABÂNİ   İnce ipekten üzeri işlemeli sarık kumaşı. 19. yy’da daha çok fes üzerine şerit halinde sarılarak eski sarık formlarının yerine kullanıldı. Abânili fes, ilmiye sınıfı dışındaki, okumuş, dindar, yaşlı taşra insanlarınca benimsenmişti.  ÂBİDE-İ HÜRRİYET   II. Meşrutiyet ve 31 Mart Olayı şehitlerini ve meşrutiyetin anlamını simgelemek için Şişli ’de Hürriyet-i Ebediye Tepesi ’nde yapılan anıt. Devrimin birinci yıldönümü olan 23 Temmuz 1909 'da temeli atılmış, yapımı kısa sürede tamamlanmıştır.  ACEMİ KIŞLASI  İstanbul ’un Vezneciler semtindeki ünlü kışla. Yeniçeri Ocağı ’nın kapatılmasından sonra, Asâkir-i Mansure-i Muhammediye adı altında...