Saraylı ağalar da okuma bilmezlerdi
Musa Çavuş, mektuplarını yazdığım için günde birkaç kez bana çay verirdi. Bir gün mektup gelmiş. Ben orada yoktum, okuyacak kimse bulamamışlar. Saraylı ağalar da okuma bilmezlerdi. Bizim fırın, yanımızdaki kahvehane, Kahvecibaşı 10 Süleyman Efendi'ye ait olduğundan bütün saraylılar oraya gelirlerdi.
Yorgancıbaşı 11 Ahmet Bey, fırının bitişiğindeki Rüştiye'den 12 torununu getirtmiş. O da mektubu okuyamamış. Döner dönmez beni çağırdılar. Mektup, Azbıderli Dursun Hoca'nın yazısıydı. Onun eğik büğük yazısına o kadar alışıktım ki bir defada, hiç durmadan okuyuverdim.
Kahvedeki herkes beğendi okumamı. Dârüssaade-i Şerife 13 haremağalarından ve içoğlanlarından 14 ince vücutlu, uzun, çok uzun boylu Abdülgani Ağa, hadım edilmişlerin kadınsı sesiyle, "Olan Agop, zık ki Armenisin. Müslüman olaydın, seni Sarayın Kur'an hafızı yapardım" dedi. Bu Dârüssaade-i Şerife, sarayın haremine verilen addı.
_________ALT BİLGİ_________
10- Kahvecibaşı.
Osmanlı sarayında son dönemde eski hasoda mensuplarının yerini alan ve padişaha yakınlıklarından dolayı her birine özel hizmet unvanları verilen kişilerden biri. Padişaha kahve sunacak kadar güven kazanan kahvecibaşı, "kurenâ" denilen mabeyn görevlilerinin en itibarlılarındandı.
11- Yorgancıbaşı. II. Abdülhamit döneminde (1876-1909) aşırı güven duyulan bazı kişiler mabeyne alınmış, kurenâdan sayılan bunlara, padişahın özel hizmetlisi olduklarını vurgulamak için yorgancıbaşı, esvabcıbaşı, tütüncübaşı vb. unvanlar verilmişti.
12- Rüştiye. Tanzimat döneminde yaygınlaşan, iptidai (ilkokul) üstü, ortaokul eşiti genel kültür veren okullar.
13- Dârüssaade-i Şerife. Osmanlı saraylarının kadınlara ayrılan harem dairesine verilen resmi addır. Sözlük anlamı, "onurlu mutluluk kapısı"dır.
14- İçoğlanı. Saray Enderunu'nda eğitilen ve padişahın hizmetine verilen gençlere deniliyordu..
HAGOP MINTZURİ
İSTANBUL ANILARI (1897 - 1940)
Yorumlar
Yorum Gönder